Son Eklenenler

08 Aralık 2007

Polisin Kimlik Sorması

Efendim, ilk önce bu yazının konusunu nereden bulduğumu belirteyim. İlknur Hanım'ın Polis ''Dur'' derse ne yapmalısınız??? başlık yazısını okurken aklıma gelenlerden oluşan derleme aşağıdakilerden ibarettir. Ciddi bir başlangıç oldu. Farkındayım.
Polislere karşı soğuk oluşum taa eskilere, ortaokul yıllarına dayanıyor desem. Şöyle ki; bu soğukluğun vaktiyle bir 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde yaşlı bir amcanın bir okulun önünde çiçek satarken polisler tarfından ekip otosuna bindirilmesidir. Şimdi bu yazıyı kaleme alan şahıs da o gün polislere dil çıkarıp, bağırıp, çağırıp kaçan çocuktur.
Üniversitede okurken gece vakti bir polisin kimlik sorması da, paranoya! başlangıcı sayılabilir, tuzu biberi olmuştur.
Aklıma geldikçe dakikalarca düşünüp durduğum bu kimlik sorma meselesi ve polisin diğer yetkilerine bir göz atalım isterseniz:

DURDURMA VE KİMLİK SORMA

Madde 4/A- (Değişik madde: 02/06/2007-5681 S.K./1.mad)

Polis, kişileri ve araçları;

a) Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,

b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,

c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,

ç) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek,

amacıyla durdurabilir.

Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için polisin tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebebin bulunması gerekir. Süreklilik arz edecek, fiilî durum ve keyfilik oluşturacak şekilde durdurma işlemi yapılamaz.

Polis, durdurduğu kişiye durdurma sebebini bildirir ve durdurma sebebine ilişkin sorular sorabilir; kimliğini veya bulundurulması gerekli diğer belgelerin ibraz edilmesini isteyebilir.

Durdurma süresi, durdurma sebebine esas teşkil eden işlemin gerçekleştirilmesi için zorunlu olan süreden fazla olamaz.

Durdurma sebebinin ortadan kalkması halinde kişilerin ve araçların ayrılmalarına izin verilir.

Polis, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik gerekli tedbirleri alabilir. Ancak bu amaçla kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılması istenemez.

Bu Kanun ve diğer kanunların verdiği görevlerin yerine getirilmesi sırasında, polis tarafından gerekli işlemler için durdurulan kişiler ve araçlarla ilgili hükümler saklıdır.

Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilir. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.

Belgesinin bulunmaması, açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla ya da sair surette kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Gözaltına ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usûlü bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.

Kimliğinin tespiti amacıyla tutulan kişiye, kimliği tespit edildikten sonra ve talepte bulunması halinde, bu amaçla tutulduğuna ve tutulma süresine dair bir belge verilir. Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu nedenle gözaltına alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir.

Nüfusa kayıtlı olmadığı için kimliği tespit edilemeyen kişilerin nüfusa kayıtlarının temini için gerekli işlemler yapıldıktan sonra, 5 inci maddeye göre fotoğraf ve parmak izi tespit edilerek kayda alınır.

Kimliği tespit edilemeyen kişinin yabancı olduğunun anlaşılması halinde, 5682 sayılı Pasaport Kanunu ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.[1]
Konu biraz daha aydınlandı gibi. Demek ki polisin kimlik sorması yasayla bir koşula bağlanmış. Bu koşul şöyle ki:
Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilir. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.
Başka ne varmış bu maddede:
Polis, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik gerekli tedbirleri alabilir. Ancak bu amaçla kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılması istenemez.
Burada biraz duralım. Örneğin sırtımda bir çantam var. Polis bu çantanın içine bakımak istediğinde ne olacak? Çantayı 'dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen' bir eşya olarak kabul edersek, polis bu çantanın içini arayabilecek midir? Eğer yeterince şüphe sahibiyse 'gerekli tedbirleri' almak için bu çanta arama işini neye dayanarak yapacaktır? Geçelim.
Geldik işin en can alıcı ve benim başıma 'kimlik sorgulama' olayı gelmesi durumunda çekinmeden kullanacağım hakkıma:
Kimliğinin tespiti amacıyla tutulan kişiye, kimliği tespit edildikten sonra ve talepte bulunması halinde, bu amaçla tutulduğuna ve tutulma süresine dair bir belge verilir. Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu nedenle gözaltına alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir.
Sormadan edemeyeceğim. Bu 'tutanak tutma' hususuna polisler nasıl bakar acaba? Çok merak ediyorum doğrusu.
Bu konu uzadıkça uzayacak benim için. Yerli yerinde bıraksam iyi olacak. Yazıyı yazarken yanıt aradığım birçok soruyla ve verdiğim sözü yerine getirmenin mutluğuyla yazıyı noktalıyorum derken bugün yaşadığım bir olayı anlatmadan geçmeyeyim.
Komşumuzun bir pasaport işlemi için emniyet müdürlüğüne gitmemiz gerekti. Fırsattan istifade ben de yaklaşan kurban bayramı için gerekli olan bıçakları biletmeye götürdüm. Önce emniyet müdürlüğüne girmemiz gerekti. Bahçe kapısından geçerken sırt çantama üstünkörü bakıldı ve geç denildi, içeri girdik. 50-60 metre sonra binaya girişte bir daha kontrolden geçerken kapıdaki görevli memure bir çantaya bir bana baktı. Çantanın içinde de koca koca beş tane bıçak var. Karşılık bir gülümsemeden sonra, ilk kontrol noktasından nasıl geçtiklerini ilginç bulduğumu, bileyletmek için yanımda olduklarını söyleyiverdim bir çırpıda. Görevli bayan polis üst katlara çıkabilmem için bıçakları bırakmak zorunda olduğumu söyledi. Ben de kabul ettim ama emreder gibi konuşmaktan da geri durmadım hani: "Bıçaklar babamın. Ben dönene kadar sakın ola bir zarar gelmesin, kaybolmasın!"
Bayan polisin o anki hissetiklerini çok merak ediyorum. Babamın aşçı olduğunu da belirteyim.
Kestik.

[1] http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/569.html

4 yorum:

Nurum dedi ki...

merhaba,yazını anca vakit bulup okuyabildim,çok iyi olmuş gerçekten polisin görevlerini de bilmek gerekiyor dimi ama,bu adamlar ne iş yapar,ne yer ne içer.. ::D neyse bugünde şöyle bir yazı ilişti gözüme sana göndermeden edemedim Hürriyet gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu nun hoş anlatımıyla...
kendine iyi baaak... :)

Polisin imaj sorunu

Şimdi size yaşanmış bir olay anlatacağım; polisin imajının daha çocuk yaşta nasıl hafızalara kazındığını anlamanız için...

Bizim magazin müdürü Selim Akçin’in kızı Selin ve 10 arkadaşı geçen cuma korku dolu dakikalar yaşadı.

Çocukları okuldan eve götüren servis şoförü, polisin dur ikazına uymuyor ve yoluna devam ediyor.

Polis içinde 6-7 yaşlarında 10-12 çocuğun olduğu okul servisinin peşine düşüyor.

Servisin önünü kesiyor.

Arabasından inen polis silahını çekerek kabzasıyla, öğrenci minibüsünün camına vuruyor.

Cam tuz buz, çocuklar arabanın içinde ciyak ciyak...

"Ne yaptınız" diye soruyorum Selin’e, "Hepimiz koltukların altına yere yattık" diyor.

Hala olayın etkisinden kurtulabilmiş değil.

Dört gündür bu olayı anlatıyor bize...

"Polis şöyle geldi, silahı böyleydi" diye...

Dört gündür polisin iyi olduğunu anlatmaya çalışıyoruz Selin’e...

Dinlemiyor bile...

(Şoförün neden polisten kaçtığı muamma, okul yönetimi bu yüzden şoförü işten çıkarıyor zaten.)

egemavisi dedi ki...

@nur-u muhabbet,
Öncelikle Cengiz Semercioğlu'nun yazısını hayretle okuduğumu belirtmeliyim. Ufacek çocuklarda belki de hayatları boyunca silinemeyecek izler kalmış olabilir bu olaydan sonra.
Polisin de ev geçindirmesi, ekonomik sıkıntılar çekmesi ne yazık ki ülkemizin bir gerçeği. Elbette bunu göz ardı edemeyiz. Fakat bilmem biliyormusunuz, polislik bundan beş altı yıl kadar önce üç aylık bir kurstan sonra göreve başlana bir meslekti. Eğitim herşeyde olduğu gibi bu alanda da çok önemli. Tamam dürüst memurlara teşekkürden başka bir şey diyemeyiz ama bir bardak çaya tamah eden, esnafı haraca bağlayanlara da sesim kısılıncaya kadar karşı duracağım.

Eleştirel Günlük dedi ki...

Kusura bakmayin daha merhaba demeden sunu soracagim, siz gercekten kagit uzerinde yazili seylerin gercekte yasanacaklarin ne oldugunu belirledigini mi varsayiyorsunuz? Turkiye Cumhuriyeti anayasasi herkesi esit kilar? Herkesin esit olduguna mi inaniyorsunuz. Askere'e askerde dayak atilmaz diye bir yasa vardir, askere dayak atan bir erbas ya da subayin yargilandigini duydunuz mu? iskence de yasaktir? Bir de yazdiginiz Madde 4/A'yi dikkatli okursaniz goreceksiniz ki bunlarin hepsi muglak tanimlamalar. Yani polis seni tehdit diye algilamasi yeterli aslinda.

Polis devleti kurumlasiyor efendim, polis devleti. Yoksa polisin yetkilerinin ne olacagi zaten sagduyuya dayali seylerdir. Birileri polisin gucune guc katarak otoriter devlet anlayisini hayata geciriyor ve biz Turk ogun calis, ittaat et, guven diyoruz...

egemavisi dedi ki...

Sevgili Eleştirel Günlük,
Kanunun muğlak tanımlamalardan oluştuğu konusunda hemfikiriz. Yazılanların gerçek hayatı belirlemesi konusunda is şöyle söyleyeyim. Hayat yazılmamış bir olaylar zinciridir. Kanunlar da toplum yaşamında yaşanacak olayları bir yere kadar belirlerler. Ya da düzenlerler toplum yaşamını. Düzenlemek için vardırlar da uygulamada yetersiz kalıyorlar demek günceldir.
Bu bağlamda evet, polis teşkilatı, eski örnekleriyle SS, gestapo; otoriter devleti oluturmada kullanılamktadır. Yurdum demokasi anlayışıyla da, insanların düşünceleriyle değil de duygularıyla hareket etmesi sonucu hız da kazanmaktadır bu oluşum.
Yeni yılın ilk günü daha hoş şeyler söylemek isterdim fakat durum bu. Yine de iyi seneler.

Yorum Gönder