Son Eklenenler

22 Ocak 2008

Sinema Günlerim

Geçtiğimiz cuma gününden beri sürekli bir film izleme eğilimindeyim. Bastıramadığım bir his var içimde. Ben de dayanamayıp kendimi filmlere verdim. Buyrunuz, izlenimler aşağıda.


İlk olarak sevgili Gülçin Hanım'ın da bir yazısında anlattığı belgesel, Le Peuple Migrateur(Kuşlar, Kanatlı Uygarlık) tarafımdan izlendi. Hayran kaldım demek az gelir. Büyülendim. Tam ben izlerken başka bir şeyi sormak içn babam yanıma geldi. O da soracağı şeyi unuttu. Beraber izledik. :) Konunun ayrıntıları için, sizi Gülçin Hanım'a yönlendireyim, oradan okursunuz di mi?



İkinci film, filmlerine hayranlık duyduğum Fatih Akın'ın son filmi Yaşamın Kıyısında. Arada kalmışlığın muhteşem şöleni. Memleket hasreti, rastlantı, düzenin insanı olmama. Filmi düşündüğümde aklıma gelenler bunlar. 68 kuşağına kadar uzanan bir hikaye. Anne olmanın insana yüklediği koruma içgüdüsü. Bayan Staub(Hanna Schygulla)'da bunu görüyoruz.
Arkadaşlık duygusunun gücü. Lotte(Patrycia Ziolkowska) fazlasıyla bu güzün etkisi altında. Öte yandan Ayten(Nurgül Yesilçay) herşeyi arkada bırakıp yeni bir hayata başlamak için geldiği ülkede(Almanya) yoldaşlarını daha yakından tanıma fırsatı buluyor.
Kahramanlarımızın başında Alman Dili Profesör'ü Nejat Aksu(Baki Davrak), ayakabıcıda çalışan Yeter(Nursel Köse) ve tabi ki ihtiyar delikanlı Ali Aksu(Tuncel Kurtiz) var. Tuncel Kurtiz'in bakışları ve küfürleri, yeteri kadar vurucu zaten.
Fatih Akın, Türkiye'yi dışarıdan izleyen biri olarak, yani Almanya'da yaşadığı için öyle dedim, yoksa gayet açık bir anlatımı var, tüm tabloyu yüzümüze bir tokat gibi çarpıyor. Bir şeylerin farkına varmamız gerektiğini haykırıyor adeta. Bu çağrıya kulak verilmesi dileğiyle. Fatih Akın filmelerine ayrıntılı olarak ayrı bir yazıda değerlendireceğim. Geçelim son filme.


Son film ise, Ridley Scott'ın yeni filmi American Gangster. Russell Crowe ve Denzel Washington karşılıklı döktürmüşler. Filmde neler yok ki: Uyuşturucu, rüşvet, Vietnam Savaşı, Robin Hood, Muhammed Ali. Bir ara 1971 yapımı The French Connection'a kadar uzandım film sırasında. Filmin sonuna doğru Crowe ile Washington arasındaki hayatı ve yaptıklarını sorgulama, filmin en iyi diyaloglarından. Kısacası suç ve dram tarzlarından hoşlananlar için izlenmesi gereken bir film. Unutmadan, filmin başından "based on a true story"(gerçek bir hikaye üzerine) ibaresi var. Bir ikinci hatırlatma, film 157 dakika.
İyi seyirler.

Afişler sırasıyla buradan, buradan ve buradan.

8 yorum:

gülçin dedi ki...

sevgili egemavisi,
kuşlar'ı seyrettiğine çok sevindim, bunda bir katkım olduysa buna da çok mutluyum. çekim hikayesi bölümünü de izledin mi?

yaşamın kıyısında'yı ve american gangster'i de seyretmiştim, yazmıştım da, ikisi de güzel filmler. ben tuncel kurtiz'a bayılmıştım o filmde, bir de annenin otelde ağlama sahnesine, hani buzdolabının açık kapısının ışığında çekilmiş olan. American Gangster için de yeni okudum, polis teşkilatı tepki göstermiş çok, sanki onları hep rüşvetçi gösteriyormuş diye, ama gerçek olay yahu bu, göstermesi mi var artık :))

sevgiler

egemavisi dedi ki...

Sevgili Gülçin Hanım,
Kuşlar'ı izlemem konusunda büyük katkınız oldu. Şöyle ki, 3-4 yldır izlenmeyi bekleyen bir filmdi. Yazınızı okuyunca arşivden ekrana yatay geçiş yaptı. Ne yazık ki yapım hikayesini izlemedim. Çünkü bende sadece film var. Yakın zamanda yapım hikayesini de edinmeye çalışacağım.
Yaşamın kıyısında gerçekten de vurucu bir film. Henüz yaşım çok genç olsa da ebeveyn olmayı ana hatlarıyla bir sahnede hissedebildim. Tuncel Kurtiz muhteşemdi hakikaten. Hele o şiveli konuşmalarına bayıldı. Aklıma gelmişken, Reis Çelik'in 'İnat Hikayeleri'ni de izleyemedim. Şimdi aklıma geldi. Onu da listeye dahil etmeli.
Polis teşkilatları neden hep kötü işlere bulaşırlar anlayabilmiş değilim. Bu meslekte bir şeytan tüyü var sanki?

ABİ dedi ki...

Polisler isyan etti deyince, yıllar önce bir televizyon programına bizim hamamcıların isyan etmesi geldi aklıma..
biz muassır medeniyet seviyelerine yükseleceğimize, muassır medeniyetler bizim seviyemize mi geliyor, ne?

egemavisi dedi ki...

Şimdi bir şekilde seviyelerimiz eşitlenecekse 'zafere giden her yol mübahtır' koşuluna göre hareket edemeyiz sanırım. Bunda var bi çelişki ya benim jeton bu saat itibariyle mesaisine son verdi galiba. Sabah yazayım Abi. :)

7.oda dedi ki...

gitmek istediğim filmlerden sıradaki amarican gangster i. heat kadar olamasa da iyi film diye duydum bakalım :)

egemavisi dedi ki...

Sevgili Abi,
Bu senin dediğin gelişme anayasayı değiştirebilme gücüyle de alakalı sanırım. Öyle aklıma geldi nedense.
Sevgili 7.Oda,
Heat kadar olmasa da iyi film. Bir ortak/yakın noktaları daha var ki, Heat 171 dakikaydı, American Gangster ise 157 dakika.

7.oda dedi ki...

dün akşam gittim gangıster e :) aybaşı bordroları çıkarayım falan en kısa zamanda yazacağım film hakkında.. bikaç okkalı söz vardı hani bööyle tokat gibi :)

egemavisi dedi ki...

Çok sevindim. Merakla yazınızı bekliyorum.

Yorum Gönder