Son Eklenenler

15 Aralık 2008

Bile Bile

Uzun zamandır yazmıyorum. İyi hissettiğim anda yazacağım. O zamanda kadar eski bir yazıma yönlendireyim sizi. İyi okumalar.



Tüm bunlardan sonra bile
Varım desem de bile bile
Bile bile lades bu
Bile bile!

Resim buradan.

01 Aralık 2008

En Yakınımdaki Kitap

Vladimir yazmış, katılmadan edemedim En Yakınımdaki Kitap adlı oyuna. Oyuna katılmak oldukça basit. Aşağıdaki kuralları izleyin, kâfi.

  • Kendinize en yakın kitabı alın.
  • Sayfa 56’yı açın. 5. cümleyi bulun.
  • Cümleyi bu kurallar ile birlikte yayınlayın.
  • En sevdiğiniz, en moda veya en entellektüel kitabı seçmeyin, en yakınınızdakini alın.

  • En yakınımda Rıza Kıraç'ın Araf'ta Bir Melek kitabı vardı. İşte verilen adreste ikamet eden cümle:
    yazım sırasına göre sayfalara numara verdim.

    Şimdi bunları yazdım ya, kitabın arka kapağında yazanları da yazmak istiyorum. Kurallara aykırı değil.

    "Asın beni, ağrıma giden günahların hakkı için"
    Araf'ta Bir Melek, arada kalanların, nerede olduğunu bilmeyenlerin, başa, en başa dönmeyi unutanların öyküsünü anlatıyor.
    Kendimizi hatırlamamız için, "son sandığımız" şeylerin aslında bir başlangıç olduğunu unutmamalıyız.

    Bir de unutmadan söyleyeyim. Varsa fotoğraf ya da resim eklerseniz daha da renklendirmiş olursunuz oyunu. Hadi bakalım, neler çıkacak ortaya?

    30 Kasım 2008

    Blogum Bir Yaşında

    Aslında bir yaşından daha da büyük. Ay olarak küçük yazdırdım nüfusa. Geçen yıl Nisan - Mayıs aylarında blog tutmaya başladım. Wordpress'in erişime yasaklanmasından sonra blogumu Blogger'a taşıdım. Edindiğim onca deneyim oldu. Okuma alışkanlıklarım değişti/değişmekte. Daha sonra gelişmeler oldu tabi. Arada bir Blogger sansürü de gündeme geldi tabi. Bu gönderimde bir seçki yapmayı düşünmüştüm fakat zamanım olmadığı -Kasım ayı bitmek üzere- ve bazı bilemediğim sebeplerden dolayı bu düşünce yana oldu.


    Her neyse, işte böyle sevinçler zirve yapıyor bugün.
    Görüşmek üzere...
    Sevgilerle.

    27 Kasım 2008

    Tayyib Kömür

    Güzel ülkemde Tayyib Kömür diye bir marka varmış. Bilmiyordunuz, değil mi? Ben de Reklama ‘Ceviz Tayyib’ sansürü başlıklı haberden öğrendim. Bir de Portakal Tayyib varmış. Haberi unutmamak için buraya not alıyorum. Haberle ilgili fotoğraflara bakın efendim.

    GÜNCELLEME: Ekran görüntüsü koymayı unutmuşum. Şimdi aklıma geldi. Altı çizili satırlara dikkat.

    26 Kasım 2008

    Üç Kısa Film - İzleyin, İzlettirin!

    Nette gezinirken birkaç kısa filme rastladım ki, mutlaka izlenmesi gerekir diye düşünüyorum.
    İlk ikisi, küçücük yaşlarda evlendirilen çocuklarla, "çocuk gelinler"le ilgili. Ayrıntılı bilgilere buradan ve filmler aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz:

    'Beni geri çağır hayat'

    'Nefes al, Alma, nefes al!'

    Üçüncü film ise, hepimizi yakından ilgilendiren "küresel ısınma"yla ilgili etkileyici bir çalışma.


    Wake Up, Freak Out - then Get a Grip (Türkçe) from de scape on Vimeo.

    Filmin kaynağı Wake Up, Freak Out – then Get a Grip sitesidir. Buradan senaryoyu okuyabilirsiniz ve filmi İngilizce olarak izleyebilir, hatta bilgisayarınıza kaydedebilirsiniz. Yok ben Türkçe isterim derseniz, Serbest Yazarlar'ın ilgili sayfasını sayfasını ziyaret etmeniz yeterli olacaktır.*

    *Haberdar olmamı sağlayan Goddess Artemis'e teşekkürler.

    10 Kasım 2008

    Özlemle Anıyoruz

    Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir.

    01 Kasım 2008

    Mim: Kot İşçilerine Destek Verin


    Gazetelerden ya da televizyondan haberleri görmüşsünüzdür. Görmediyseniz de anlatayım biraz. Silikozis diye bir hastalık var efendim.
    Bu hastalık yaygın bir meslek hastalığıdır. Döküm, metal eşya sanayi gibi meslek gruplarında sıkça kullanılan kumlama işlemi, çok kısa zaman zarfında ciddi rahatsızlıkları beraberinde getirmekte. Son yıllarda bu yöntemin kot taşlama diye bilinen iş kolunda da kullanılmasından dolayı, işçeilerden bu hastalığa yakalananların sayısında bir artış gözlenmekte. Çoğu sosyal güvencesiz olarak sağlıksız ortamlarda çalışan bu işçiler, hayatlarının geri kalan bölümlerini ne yazık ki ölümü bekleyerek geçirmekteler. Çünkü silikozis hastalığının kesin bir tedavisi yok. Yanlış duymadınız, YOK! Önemli olan korunmak, bu hastalığa yakalanma riskini azaltmaktır.
    İşte tam bu noktada, yazıyı yazış amacıma varıyoruz: Olabildiğince çok kişiyi haberdar etmek, kamuoyu yaratmak. Yandaki gördüğünüz, üzerinde kan lekesi olan banner'ı sayfanıza ekleyerek, bu konuda diğer bloggerları mimleyerek, e-posta gruplarına mesaj göndererek, tanıdıklarınıza anlatarak, kısacası türlü yöntemlerle bu dayanışmaya katılabilirsiniz. Duyaralı olmanız yeterli.

    Banner kodunu buradan ve buradan indirebilirsiniz. Daha fazla bilgi için aşağıdaki sayfaları ziyaret edebilirsiniz:
    Kot Taşlama İşçileri Dayanışma Komitesi
    kottaşlaMA
    Silikozis hastalığı ile ilgili detaylı bilgi
    Basında Silikoz - metinakgun.com

    Mimlediklerim--> Pretty in Pink, Abi, Goddess Artemis, 7.Oda.